1 Eylül 2008 Pazartesi

ADI GİBİ AKLI VAR 17 temmuz 2007

"Ben evi sevdim, sizin icin de uygun olacaksa tasinayim hemen" dedi. Ev arkadasim Ozlem'le birbirimize baktik. Aslina bakilirsa ev arkadasi aradigimiz gazete ilanina sadece o cevap vermisti, yani uygun olsa da olmasa da kabul edecektik mecbur. Fakat biraz tuhafti; adindan ve tipinden Turk oldugu belli olsa da Turkce'yi konusamiyordu. Garip garip sorular sormustu o kirik Turkcesiyle sonra. Asil bombayi sona saklamis ve agzimizi acik birakan soruyu sormustu kalkarken: "Aranizda kadinlardan hoslanan yok, di mi?" Aaay, bu da neydi boyle, tek sansimiz bize goz mu koymustu yoksa? Mesele sonra anlasildi, kizcagizim yana yakila siginacak bir ev ararken kadin-sever uyelerden olusan bir eve dusmus, oradan zor kurtulmustu. Simdi icine sinen bu evde de kendini garantiye almak istemisti.

Cilgin arkadasim Eser'le tanismamiz boyle oldu. Simdi dusununce iyi ki de o garip tavirlarini gormezden gelmis ve kabul etmisiz yanimiza onu diyorum. Tasindigi andan itibaren evimize ve hayatimiza renk kattigi yetmedi, ayrildiktan sonra da yemedi icmedi bizimle olan iliskisini koparmadi. Nereye giderse gitsin, ne iste calisirsa calissin, aradan aylar gecse de bir gun beklenmedik bir telefon acar, gunumuzu senlendirir.

Eser, cok genis bir ailenin en kucuk elemani. Rizeli, bu da Turkce'yi yarim yamalak ve sive ile konusmasinin bir nedeni. Diger nedeniyse kafasinin farkli calismasi, dilinin farkli. Genis aile, kac esli bilmem ama, toplam 20 kusur cocuklu. Bunun 7'si Eser'in oz ablalari. Ne abla ama, hepsi filinta gibi, bir de guzeller ki sormayin. Yavrum Eser, tam da kendine yarasir o tekne kazintisi haliyle 1.60 boylarinda, topluca bir kiz.

Onunla birlikte evimiz senlendi dedim ya, mesela en ufagindan kebapciya telefon edip siparis verecek. Ne yaparsiniz, acar kebabinizi soyler ve beklersiniz di mi? Ama yok iste o telefonu acar acmaz nefes nefese "aaahhh cok aciiiim, hemen, hemen, bana hemen bir kebap gonderin, bayildim bayilacagim, karnimin gurultusunu duyuyor musunuz?" der ve ancak oyle beklemeye baslardi. İnsan iliskileri hep buna benzer bir aciklik ve samimiyet icindeydi. Bana Ozlemim derdi, Ozlemim bak tavlada ne kazandim! Gosterdigi seyse muhakkak Beymen'den alinma bir kiyafet olurdu.

Biz kisa surede ona alistik da eve gelip de onu yeni taniyanlar ufak bir sok yasamiyor degilllerdi ilk basta. Hani anlatmistim ya, erkekli kizli bir grubu evimde ilk kez agirlamaktayken pit diye cikageldi de "Meraba, ben bu evin en seksi kiziyim" dedi diye. Herkes donup kalmisti. Haksiz da sayilmazlardi, tombik ve seyrek kasli Eserim, onu taniyanlardan baska kimseye seksi gorunemezdi sanirim.

Onunla hic istemeden de olsa evlerimizi ayridigimizda da haftada bir gorusmeyi ihmal etmemistik. Bir aksam beni yemege cagirmisti, surpriz misafirlerim var diyerek. Evine gidince bir de baktim ki daha o gun, hic olmayan İngilizcesi ile tanistigi İranli bir cifti de sofraya oturtmus. Nasil tarif ettin evini lan diye sorunca, cok zekilermis Ozlemim, anlatirken benim bile kafam karisti demisti.

Dugunume is toplantisi yuzunden en son gelen, buna ragmen sahnedeki amcanin elinden mikrofonu alip o berbat sesiyle turku cigiran da oydu. Allahtan amca inatci cikti da turkunun yarisinda kavga dovus mikrofonu kapiverdi.

O simdi İngilitere'de. 5 yildir orada kalmayi basardi bir sekilde. Bir kac ay once evlendigi Turk kocasina oralari tanitiyor. Dedigine gore İngilizceyi pek ogrenememis, fakat tanidigi butun İngilizler Turkce konusuyormus artik. Hah, nasil Turkceyse artik o...

Eminim kimse onunla konusmak icin yeni bir dil ogrenmeye itiraz etmemistir. Ne bakiciligini yaptigi ve soguk bir kis gunu gole dusurdugu bebenin anne babasi, ne sirketinde calisan 70 yasinda bir ayagi cukurda sekreter kadin, ne de digerleri deli Eser'den mahrum olmak istememislerdir.

Sunu okusa bana cok kizar eminim, tombik dedik ya. Tamam Esercim tamam en seksi de sensin en cilgin da, ben kendi kirisik suratima ve bakimsiz kaslarima bakayim...

Hiç yorum yok: