1 Eylül 2008 Pazartesi

BİZ HASTA OLDUK 13 eylül 2007

Ne zamandir beni terk etmis olan yazma istegim bugun, tam da hastayken cee deyip geri dondu. Aslinda buzdolabindan kola koyarken oldu bu cee olayi. Uzerinize afiyet bol circirli, bol uykulu ve mide bulantili "salgin" bir hastalikla ugrasiyoruz ailecek kac gundur (aslinda hepi topu 2 gun oldu:))). Her neyse, ben bu hastalik durumlarinin en cok yatakta yatip abuk sabuk isler yapma kismini seviyorum. Annemlerin evinde koltugun yanina envayi cesit okunacak sey alir, televizyonun karsisina gecerdim. Tvde bir sey yoksa gazete, kitap okur, beynim yorulunca televizyona gecerdim. Tabi unutmusum, bir insan hastalaninca en guzel yer annesinin evidir. Yedigin onunde, yemedigin dolaptadir. Cagirirsin, annen yaninda biter, her turlu kaprisi cekmek uzere...

Simdi durumlar degisik. Ben yanlis yerde hasta olmusum... Yanimda iki kucuk bebe, ustelik biri benden daha beter haldeyse, bu hastalik hali hic de oyle laylaylom gecmiyor. Tamam, yine tv karsisina gecmis bulunuyoruz ama mesela bakkal ciragi gazetemi getirmeyi unutuyor. Ve ben bir daha git-gel yapmasini, daha dogrusu bir kez daha calan zile kosup kapiyi acmayi hic mi hic istemiyorum. Olsun, diyorum, ben de Spiderman dergisine bakarim. Sonra zavalli kizim 2 gundur agzina bir sey suremedigi icin, ister gibi yaptigi her seye kosturuyorum. Annee patates var mi? Yaparim kizim. Anneee makarna olsa yerim. Hemen kizim. Anneee bu su curumus yogurt kokuyor. O nasi oluyo, aman neyse dur degistireyim kizim... Butun gunum tuvalet ve mutfak arasinda geciyor. Soylenmeye vaktim olmuyor. Soylensem ne, ben de aynini yapmadim mi yillarca...

Kendime cok iyi bakmaliyim, onlara da. Bu cocuklar buyuyene kadar oyle yatak dosek yatmak istemiyorum. Hayatim boyunca nezle olmaya ozenmis biri olarak, bu hayalimin de sonuna gelmis bulunuyorum. Bir sure icin belki... Cunku cocuk dedigin anne babasini gucsuz gormek istemiyor, belki gucsuzluk umurunda degil ama her an hizmete hazir halde olmazsan kulahlar degisiyor. Ama haklarini vereyim, bu hastaligimizda Sinancik oyle mualyim oldu ki, abasi hasta diye yemegin en guzel tarafini ona ayirdi, butun kitaplarini, dergilerini once onun okumasina izin verdi. Eminim aynini Cagla da ona yapardi. Hic unutmuyorum, Cagla 2 yasindaydi, Sinan da 1 filan. Bir gun, Kaya da nobetciyken, fena halde hastalandim. Birdenbire. Gunduz vakti, yataktan kalkar kalkmaz bir usume geldi. Evde yiyecek bir sey yok haliyle. Ve telefonla siparis verilecek bir bakkal da. Hadi onu birakin, hastalandigimi birilerine haber vermek icin yorganin altindan kalkip telefona bile gidemiyorum. O durumda aksama kadar kalmistim. Cagla karnim ac diyordu, ekmegin yerini tarif ediyordum. Dolapta sut vardi, onu aldirip siseden icmesini soyluıyordum. Sinansa yanimda yatiyordu, arada emziriyordum. Of yaa, aksam oldu ben bir sekilde kalktim bi yarim saat kadar. hemen kizima bir makarna yaptim, koydum onune ve tekrar yattim, bu kez salona. Sonra o usume daha feci halde yakaladi beni, basim da agrimaya basladi filan. Caglaya isigi kapatir misin dedigimi hatirliyorum. Zavallim, daha iki yasinda, ne boyu yeter ne akli. Beni o halde gorunce dayanamadi, sandalyeyi cekti ve isigi kapatti. Of yaa, simdi dusunuyorum da, ne buyuk bir seymis yaptigi meger...

Simdi makarnasini pisiyorum, tek laf edersem nooliyim...

Hiç yorum yok: