1 Eylül 2008 Pazartesi

ANTIROCK ANKIBLONDE 12 haziran 2007

Bilgisayarimda bir suru yarim kalmis blog yazilari var, aman hic ugrasamayacagim onlari tamamlamak icin, hem yenisini yazmak daha az maliyetli (bkz. binayi onarmaktansa yikip yeniden yapmak). Hem eskilerinin gunu doldu, cope atmadigima sukretsinler...

Ben indieci olmaya karar verdim. Tek sorunum onlara oyle mi deniyordu bilmemem. Benim lugatimda indieci, bilgisayarini bilip bilmeden indie tabir edilen muzik turuyle dolduran saf hayran kitlesi demek (kitle??). Aslinda bir sorunum daha var, ki beni safliktan hafif salakliga dogru ittigini itiraf etmek zorundayim: bu turden sadece blonde Redhead isimli grubu taniyorum. Nazli tanistirdi. Farkina varmadan. Bu durumda kendime neden sadece blonde redhead hayrani demedigimi ise hic bilmiyorum. Olsun insan hayatta her seyi bilmek zorunda degil zannimca. Ben yillardan sonra bir seyin, bir muzik grubunun, bir sarkinin fani olmanin keyfini cikariyorum simdi. Emuleden, youtubedan ha babam ariyorum, seyrediyorum, dinliyorum, anaa solisti Japonmus diyorum, tuvalete gidiyorum, gelince sarkiyi kacirdigimi fark ediyorum, tekrar caliyorum, sozlerini anlamaya calisip bi b.k anlamayinca SUCU Japonlarin İngilizcesine atiyorum. Egleniyorum iste.

Cumartesi aksami Ankirock festivaline gittik Nazli, Tolga, Defne ve sonrasinda Melisa ve Mehmetle. Herhalde yuz yildir boyle bir etkinlige katilmamistim kuyruklarim olmadan (kuyruk burada hos manada kullanilmaktadir, bir gun cocuklarim da okuma yazma ogrenecek diye eklemek istedim). Konserlerden aklimda kalan sadece Vega var. Kac sarki soylediler bilmiyorum, ilk klip sarkilarini hatirlamak ugruna dinleyemedim bile. Yaklasik yarim saat boyunca Defne ile birlikte kulaklarimizi tikamak, havaya, yere, birbirimize anlamli anlamli bakmak ve kufretmek suretiyle sarkiyi hatirlamaya calistik, dilimizi isirdik ucundan ciksin diye ama nafile... Sonra az biraz pes ederekten icki almak uzere ayrildik ki sahnede birden "Bir gun gelir bir gun gecer" sozleri yukseldi. Evet ya, gunler gelip geciyor, degisiyor bisiiler, lan bunu mu cikaramadim mendebur dil diyerek bira sirasindan fuze gibi firlayip votka standina kostum, kosarken 45 kisiye carptim, nefesim kesildi, belki birilerinin ickisini doktum filan ve fakat hic birine degmedi. Defne ve Nazliya ulastigimda sarki bitmisti, cunku sadece bir kuple soyleme geregi duydu Vega kardes. Cunku gecen sene ciktiklari yine boyle bir toplu etkinlikte fazladan bir sarki soyledikleri icin mikrofonlari kesilmis, neredeyse zorla sahneden indirilmisler filan, herhalde cekingen solistlerine fazla gelirdi bir kez daha ayni muameleyi gormek (bkz eksisozluk, ben baktim naaber?).

Sonra, neden bu tarz konserlere hic itibar etmedigimi gayet net anladim, sonra dedigim 4 kiz sirtimizi konsere donmus cekirdek citip dedikodu yaparken yesil bileklikli 18 yas alti bebelerin bir lira icin yanimiza yanastigi siralar filan. Ben sanirim biraz tohuma kacmisim. Yani iyiydi hostu boyle kendimi liseli genc bir kiz gibi hissetmeler ama iste bilekligim mor mor siritiyor, bak sen busun diyor, bi daha gormiyim seni buralarda, otur evinde cayini ic cicek acmadan diye soyleniyordu.

Yine de kizlarla cok eglendim, cook uzun suredir bu kadar gulmemistim. Ama 20 lira vermeden de o kadar kahkaha atabilirim ben. Evde, kafede, parka, ve hatta arabada bile. Yeter ki yanimda eglendigim birileri olsun.

Hiç yorum yok: