1 Eylül 2008 Pazartesi

İÇİM DIŞIM GÜDÜ BENİM 16 temmuz 2007

Cocuklar uyudu.

Aksamuzerinden kalan cayi isittim ve geldim bilgisayarin basina. Postalarima baktim, K dergisinde okudugum Ahmed Arif yazisi sayesinde bir kac siir arastirdim (bu arada siiri sevmem diye dusunurdum, bazi Turk sairler sahaneymis). Sonra bir de Turk bir fotografcinin sitesini gezdim, ve iste buradayim. Internet elimizin altinda olunca cok fazla kullanilmiyor, ben onu anladim. Daha dogrusu iste boyle bir iki ufak arastirmadan sonra sıkılıp birakiyorum. Ama baglanti bir kopmayagorsun, cok sinir oluyorum. Sanki daha bir suru seye bakacakmisim da yarim kalmis gibi...

Hayat su gunlerde cok eglenceli geliyor bana. Evet, kelime eglenceli. Bir de surprizlerle dolu. Zaten hep dusunmusumdur, o en civcivli ilk genclik yillarim dahil, hayati hep cok sevdim. Oldugu gibi de yasadim. Umarim bundan sonra da hislerimi degistirecek olaylarla karsilasmam, ya da daha dogru bir ifadeyle karsilasacagim seyler hayata bakisimi tersine cevirmez.

Zamanin birinde bir arkadasim sunu demisti: Sen aslinda cok mutlu olabilecek bir tipsin, sadece kendine ilgi alanlari bulman gerekiyor. Bu yasam enerjini bir seylere yonlendirmen lazim. Ben de fotografa ilgi duymaya karar verdim (sanki karar vermeyle oluyormus gibi). Ve bir yerlerden dogru duzgun ogrenmeden, sirf kendi icgudulerimle cektim de cektim. O yuzden cektigim fotolari cok severim, kimsenin etkisi altinda olmadan cekilmis, sirf bana has kareler.

Okudugum kitaplar da oyle oldu. Bir cok unlu yazari okumadim, okuyamadim daha dogrusu. Cok isterdim ama ilgi alanima girmediler. Baslayip baslayip biraktim. Mesela Shakespeare, ya da Yasar Kemal. Ve tabi Proust, Homeros, hatta Oguz Atay. Onlar benim disimdaki dunyaya aitti, ve sanirim hep de oyle kalacaklar. Belki de okullar bu ise yariyor, hayatta elime almam dedigin kitaplarla hasir nesir ediyor insani, belki seversin diye.

Muzik deseniz, yerlerde. Lise ve universite caglarimda klasik muzik sevecegim diye az eziyet cekmedim. En bilinenleri haric sevdigim bir tanesine rastlamadim. Ama onu da cok isterdim. Harbiden.

İsteyip de olmamasi garip bir durum. Resmen icim kabul etmiyor bazi seyleri. Gerci simdi yas geregi biraz daha olgunlastim, icgudulerimi az da olsa kontrol edebiliyorum. Sen dur bi bakayim, diyorum ona, bi deneyeyim goreyim, biraz zaman gecireyim sonra de ne diyorsan.

Yine de bence insanin en buyuk korunagi icguduleri. Ya da bende oyle. Sirf sanatta edebiyatta degil, gunluk olaylarda, cocuk bakmada filan acayip yardimci oluyor sagolsun. Beni sucluluk duygusundan koruyor. Cunku sucu direk ona atabiliyorum.

Bu da boyle bir sey oldu. Kisacasi, hayat vallahi de guzel.

Bir de evin icinde duman gibi bir anda kaybolan parayi bulsaydik.

Heey icgudu, sustun bakiyorum?

Hiç yorum yok: