20 Ağustos 2008 Çarşamba

17 mart 2006

Dun aksamdan beri sabahi Kizilayda cay icerek gecirmek gibi bir hayalim vardi, nasil istiyordum sabah olsa da cay icsem Kizilayda diye, duyan da Japonyadayim da canim Kizilaya gitmek istedi sanir. Ama ben nefsimi terbiye ettim iste boyle, anca yurumeyle 10 dakika mesafedeki yerleri hayal edebiliyorum artik.

Her neyse cocuklari biraktim Zilli ile. Zilliyi biraktim cantam ile. Sonra Ebruchanin mektubunu almak uzre postaneye gittim. Sabah afyonum patlamamisken pek anlamadim ama postaci kadin kimligimdeki neptun zop soyadim ile Ebrunun zarfa yazdigi zop soyadinin tutmadigini soyledi, bu kez verecegini ama bir daha teslim etmesinin mumkun olmadigini soyledi. Sasirdigimi soylemeyecegim ama kizmadim da niyeyse. Yani anlasaydim kizardim, bir daha afyon mafyon olayi patlatmadan postaneye gitmeyeyim bari...

Kizilaya gidince cay/kahve/kola her neyse, ne gibi hayaller kurdugumu birak, bir hayal kurdugumu bile unuttum. Hatta cay bahane, gercekten isim oldugu icin gitmeme ragmen sabahin o kor vakti neden kendimi Kizilaya attigimi bir turlu anlayamadim. Kizdim bile kendime. Kahvalti yapayim dedim bari, hazir gelmisken. Slow Turk denilen harbi slow bir Turk kanalinda sabahin o vakti oyle bicimsiz sarkilar caldi ki eve kacip siginasim geldi. Her neyse kahvaltidan sonra biraz kendime geldim de fotograflari almayi akil edebildim. Fotograflar 7 ytl tuttu, yol param 2,5.

Pirasami alip eve dondum sonra. Cay yaptim kendime, sanki dun aksam tek hayal ettigim buymus da sabah kalktigimda yanlis bir hayalin pesinden gitmisim gibi, bir heves bardak bardak ictim valla, pek de lezzetli olmustu. Kiymali pirasami yaptim sonra, o da icimde kalmisti dunden. Cunku markette kucuk kucuk pirasalari gorup almistim dun, aman da aman pek guzel olur bunlar diye. Eve gelip akilli gibi once patatesleri soyup yikadim, ki evet onu da zeytinyagli pirasaya koyacaktim. Pirasalarin 3.sunu temizlerken Secil gelip "ne yapacaksin o taze sarmisaklarla?" demeseydi bir guzel zeytinyagli taze sarmisak pisirecektim aksam gelecek misafirlere... Kismet, belki de isabet olurdu... Bugun ise gayet de pirasa olan pirasalari kullandim, guzel oldu.

Dun sabahtan Gulcimen abla ve Sibel geldiler, onlar islerini goredursun ogle gibi Canan geldi Hakan ile. Haybeye degil, geleneksel Dardar Baba soframa geliyorlar tabi. Bir guzel yedik mi bulgurumuzu, ictik mi ayranimizi. Tum gun yanip bitmesi gereken mum daha 1 saat gecmeden yarisini tuketince, illegal bir sekilde 2. mum cozumunu buldum. Gulcimen Abla gelenlere bir sey demeyecegini ama muma bakip bakip gulebilecegini soyledi. Sonra aksamuzeri Gulru ve Nazli geldiler, benim yegane 360 arkadaslarim... Onlar da yediler bulgur pilavlarini, ictiler ayranlarini, tuttular dileklerini. Eve bir seyler oldu sonra, mutemadiyen zil caldi ve ben gelenleri bir turlu dogru tahmin edemedim. Secili Suhalar, Suhalari Kaya sandim. Ziller bitti, Gulru ile Nazli gitti. Aksam siradan bir misafirli/cocuklar durunlu/ ay cok yedimli gecti durdu. Yani bu kadar siradan bir aksam olabilirdi.

Kizimi bugun de buz patenine goturdum. Sanki aksam yemegine gidecekmisiz de yanlislikla buz patenine gitmisiz gibi saat 19:30a randevu verdi Gul Hanim diye bir hoca. Pazar gunu gidecegiz, teke tek ders verecekmis kendileri. Yani bizim gelgit akilli kabul ederse.

Ayyy, bir sey daha, benim cocuklar oynasin da biraz zekalari gelissin diye aldigim iki oyunlu cd'ye bazi buyuk arkadaslar musallat olmus meger. Erkek olanini dun gece 3'te hala bilgisayar basinda oyunu oynarken yakaladim. Kiz olaniysa aksam 8'den 10:30'a kadar oyle bir oynamis ki banyo yapmayi unuttu. Ben ne yapmisim Allahim, kurda kuzu teslim etmisim meger...

Boyle iste, gerisi de bana kalsin...

Hiç yorum yok: