26 Ağustos 2008 Salı

BU DA TUZU BİBERİ 14 şubat 2007

Bugun yazasim var anlasilan, e yazayim kime ne zarar...

Kac gecedir yatagima yattigimda kuracak hayal bulamiyorum ve sacma sapan seyler aklima geliyor. Mesela kac gecedir "salt" kelimesine takmis durumdayim. Ne kotu bir kelime di mi salt? Sadece degil, yalnizca degil, bir tek degil ama neden salt der insanlar? Gerci yazi dili disinda kullanildigina pek sahit olmadim ama olmasin abi, yazi dilinde de olmasin, bu kelime cikarilsin sozlukten. Ne o oyle, SALT, kalk lan der gibi, kalk da sallanma.

Boyle sinir oldugum baska kelimeler de var, ve hatta ifadeler. Mesela "ne demek istedigini anlamiyorum" ifadesi. Ya sadece "ne dedin?" diye sor ya da "ho?" falan de. Oyle hem kibar olmaya calisip hem de hata konusandaymis gibi "bak ben zekiyim ama sen anlatamiyorsun" triplerine girmek de ne... Hayır uykularim bolunuyor bunlari dusunup, o bakimdan.

Bir de Ayse Armanin cok sey bilirmis gibi yazi sonlarina ekledigi "Hamis" kelimesi var ki, iyyy ifrit oluyorum. Kadinin yazdiklari ilgimi cekiyor, her ne kadar iceriginden boo gelse de, ama o sondaki "ben farkliyim" hamisi yok mu, ayh, hic bir sey icin degil ama bu yuzden birakabilirim okumayi o yazilari...

"Hayata karsi durus" ifadesi de bir diger nefret edilesilerden. Ne durusu, nerede duruyorsun, oradan otobus gecmiyor diyesim geliyor. Tek bir durus bilirim, esas durus, onu da cocuklugumun siyah beyaz tvsinde askerlerle karsilikli yaptigimiz icin...

"Bogur" kelimesi de acayip icimi gidiklar. Bogrun nerede deseler ne diyecegim hem? Tip dilindeki "oyku"lerden, yine "plasebo" etkisinden, "engizisyon" kelimesinden, "yuregin paramparca" olmasından filan hic anlamam, anlayana da sooyle bir bakarim ve giderim...

Hiç yorum yok: