26 Ağustos 2008 Salı

TINKER BELL'İN OLAYIM 20 mart 2007

Bundan bir iki ay once Dostta sahane bir kitap gordum; kalin ve albenili cildiyle kocaman bir Peter Pan. Daha once Peter kardesin bu kadar uzun bir hikayesi oldugunu bilmiyordum, zira kitap 100 sayfa ve eee nasil derler, "kuse kagida" ozene bezene basilmis. Tahmin edersiniz ki benim icin Dost gibi bir kitapcinin atmosferinde boylesine guzel bir kitabin sergilenmesi kadar cekici bir tuzak olamaz... Her neyse, kitap eninde sonunda layik oldugu yeri boyladi ve benimle birlikte eve dogru attaya cikti.

Sevgili Peter Pan ve maiyetindekileri uzun sure evdekilerden gizledim. Cocuklardan sakladim cunku kuse kagit daha zevkle yirtilirdi, Kayadan sakladim cunku fiyatini gorunce kagidi birakir beni yirtardi. Neyse ki kendimi ve kitabimi guvende hissettigim birgun bizimkileri gercek Peterle tanistirmaya karar verdim.

Kitap okuma rituelimiz su sekildedir: Yatmadan once cocuklara birer kitap secmeleri soylenir ve cocuklar inatla ellerinde birer dergi ile yataga gelirler. Ne var bunda demeyin; Sinan Orumcek Adam olmami ister, Cagla ise Barbie. Ben mi? Ben o sirada Ozlem Anne olmaktan bile fazlasiyla bikmisim... Her neyse, okudugum bir kitap bile olsa eninde sonunda bir cocuk kitabi, hemencecik bitiyor ve ben bu sayede gunluk duamda ailem, es dostum ve sevdiklerim disinda, kisa cocuk hikayeleri yazabilen o guzide insanlari da unutmuyorum.

Nihayet Peter Pani okumaya karar vermistim di mi? Evet, fakat once cocuklari okuyacagim kitabin cok onemli ve degerli olduguna dair uyarmam gerekiyordu. Neme lazim, annnee bak bu yapraklar giymis adami puzzle yaptiim, diyen bir ciglik duymak istemiyordum. Onlara, cok guzel bir kitap aldigimi, kitabin o eskiden beri evimizde olan ve her tarafinda dis, makas, dogal asinma izleri olan kisa Peter Pandan cok farkli oldugunu filan anlattim. Hayret ki beni anladilar ve bir guzel yataga oturup kitabimizin ilk sayfasini actim...

Cocuklarin kitap okunurkenki ifadeleri beni olduruyor. Cagla genellikle benim okumama takiliyor; yuzumun girdigi sekiller veya mesela bir domuzu nasil seslendirdigim sanki kitabin iceriginden daha onemliymis gibi geliyor. Bu da bazen beni heyecanlandiriyor haliyle. Sinansa hem acayip bir dikkatle, hem de surekli okumami bolerek dinliyor -dinlemeye calisiyor diyeyim-. Bir sayfada net on soru soruyor inanin. Olsun ama ikisi de benim, yani Barbie olamayacak kadar kisa boylu, Orumcek Adamliga soyunamayacak kadar celimsiz olan annelerinin onlara kitap okumasindan acayip haz aliyorlar.

Peter Panimizi her aksam 4-5 sayfa olmak uzere okumaya devam ediyoruz. Bizimkiler bu uzun kitap isini cok cok sevdiler...

Ben de dusunuyorum; heyhat, su dunyada bir cocuga kitap okumak, onun beyninin icine kendi sesinle girmek, ne anladigini tahmin etmeye calismak, hayal dunyasinda nerelere uctugunu dusunmek kadar tatmin edici bir duygu yok. Okuyun abiler ablalar, benim onun demeyin, gordugunuz cocuga kitap okuyun. Bu ne lan boyle, kapa su kitabi bozma asabimi diyenine rastlamadim. Ustelik bir kez bile kendi icin kitap okunmamis bir cocugun dunyasindaki eksiklik hic birseyle giderilemez. Zannimca.

Hiç yorum yok: