25 Ağustos 2008 Pazartesi

TOKUM ABİ 26 mayıs 2006

İnsanlar parayi sever… Di mi, seversiniz parayi? Sahsen ben bayilirim. Ama itiraf etmeliyim para ile aramda garip bir iliksi var. Kendisini severim ama hic fazla param olsun diye didindigim olmadi. Zaten o da farkinda olayin, yanima yaklasirken hep temkinli davrandi. Onunla iliskimi ancak su sekilde aciklayabilirim; yemem de yaninda yatarim. Evlendigimden beri evimize giren makul olcudeki paraya dokunmaya kiyamiyorum. Sonucta hayat bu, dokundurtuyor adama ama bazen oyle ileri gidiyorum ki, pes be Ozlem su kurusun da hesabini yapmayiver derken buluyorum kendimi.



Bugun Nazli kardesim sagolsun yeni evimizin ilk temizliginde bana yardim etti. Mutfagimiz guzel guzel temizlenirken para konusundan bahsediyorduk, ve o saatten eve donene kadar aklimdan cikmadi. Para degil, paraya karsi sahsi goruslerim. Kazanmayi seviyorum ama harcamaya kiyamiyorum. Sorsaniz, hala televizyonda filan gordugumde Varyemez amcaya cik cik yaparim ama o da anne misali abicim, istedigin kadar elestireyim sonunda ona benzedim iste.



Eve geldikten sonra kendime bir cay koydum ve bugunku gazetelere sooyle bir bakiverdim. Ve hemen algimla sectigim bir siir okuyuverdim; valla net hatirlayamiyorum ama en guzel cagimda gel, kotusu gelince gidiver bir zahmet tarzi bir siirdi. Sair kime seslenmisti bilmem ama ben direk soyle anladim; simdi en guzel zamanlarim, yaslaninca filan elimdeki parayla nah alirim kendime ciciler biciler. İyi anlamisim di mi?



Simdi sanmayin ki yarindan itibaren kendimi alisverisin teskin edici kollarina atacagim… Hayir, sadece ve sadece evime bir hali almak niyetindeyim. Bir de mutfak masasi, sandalyeli… Bir de sehpa… Bir de perde…



Baska neydi Nazli kiiz?

Hiç yorum yok: