25 Ağustos 2008 Pazartesi

BAKKAL AMCAAA BAKKAL AMCA 26 nisan 2006

Bilmem ki kac yildir bir bakkalin dukkanini actigi zamani goremedim. Aslinda omrum boyunca bakkal amcanin dukkani actigi ana denk geldim mi bilmiyorum ama o saatte deriin bir uykuda oldugumu kastediyordum. Eskiden, cook eskiden bakkallar daha acilmadan onlerine konan sut ve ekmekten asirmisligim vardir. Ama buna uyanmak demek haksizlik olur, zira o saatte eve henuz geldigim ve de ekmek veya sut alacak parami dahi harcadigim icin kazik bakkalimizla odesmeyi kendimize bir borc bilirdim. Bu isi siyah pantolon ve siyah deri montla halletmeye calismak da cok akilicaydi, here seferinde bembeyaz sut sisesi bir yerlerimizden cikardi cunku. O gunlerden bu gunlere degismeyen tek sey keskin zekam sanirim...

Bizim simdiki bakkalimiz insanin gozunun taa icine baka baka kazikliyor adami. Oyle pervasiz ve kustahca yapiyor ki takdir edesim geliyor. Kaya coktaan vazgecti ondan alisveris yapmaktan ama bense ogrencilik gunlerimden yadigar zekami birakmak istemiyorum, iki adim daha atip obur bakkaldan normal ederinde alisveris yapmayi gozum kesmiyor. Cocukken bakkallarin dukkandaki butun herseyin fiyatini bilmesi beni cok sasirtirdi, cok akilli bulurdum kendilerini, hatta bakkallik epey yuce bir meslek daliydi o zamanlar bana gore. Gerci simdi de mesela incik boncukculari veya hediyelik esyacilari gezerken ayni seyleri hissediyorum; benden kat kat zeki olmalilar ki sordugum herseyin fiyatini aninda soyluyorlar. Tamam biliyoruz adamin meslegi bu ama matematik abicim... Bir bakkali gozumde profesor yapar valla.

Noterdi, emlakciydi, bakkaldi iste bu gibi hayatin tam icinde olan kisilerle iliskim kabus gibi. Evde cocuklarima bagirabiliyorum ama bu tiplere karsi acayip bir cekingenligim var. Emlakcinin gosterdigi evi kendini evi gibi benimseyip hic kotu bir yonunu soyleyemiyorum, neymis uzulurmus, bozulurmus. Veya bakkal eksik para ustu vermeyegorsun, eve donunce kendime bin kez kufrederim de profesorume tek laf edemem. Bazilari buna saygi diyebilir ama ben biliyorum, kibarliktan oyle derler yoksa hangi kelimenin bu duruma yakisacagini tahmin ediyorum.

Yine de dun cocuklarla, annemin israrla toyuzaz dedigi Toys'r'usa gittigimde kasada bir ton laf ettim benden sonraki musteriye. Cunku bilmedigim bir nedenden oturu kasiyer beni atlayip bir sonraki musterinin mallarini gecirdi ve ben ayikana kadar adam elini cuzdanina atmisti. Once kasiyere soylendim, o ozur dileyince hincimi alamadim, peki siz neden uyarmadiniz bakiim? diye adama dondum. Ben ne bilirim orada duruyorsun sen deyince de cok kizdim, tabi ben burada otobus bekliyorum zaten, akilli seni diye giydiriyordum ki kasiyer benim sucum benim sucum ne olur kavga etmeyin dedi. Eh ben de agzimi kapatip gozlerimle konustum bir sure... Ama itiraf edeyim, cok eglenceliymis hak aramak. Belki dunden itibaren cok degismisimdir, belki artik cok cetin ceviz biri olur cikarim... Bir musibet bin nasihattan yegdir (dogru mu yazdim?).

Su gunlerde neler istiyorum biliyor musunuz? En cok yeni bir ev ve duzen. Sonra bir kot pantolon... Arkadaslarla bira icmek... Hikaye yazmak... Cevirimin 3. hikayesini bitirmek, ki 1 sayfasi kaldi... Balik koftesi... Ciceklerin saksilarini degistirmek... Yazlik ayakkabi almak...

Devami gelecek...

Hiç yorum yok: