20 Ağustos 2008 Çarşamba

KAYBOLAN KARTLAR NREYE GİDER 13 nisan 2006

Zilli havlamaaaa!! Bu sabah kalktigimda ne temizlik yapmak vardi kafamda ne de sinemaya gitmek… Kaya cocuklari yaklasik olarak 37 kez poliklinige cagirmasaydi, ben ve 2 veledim disarida muhtelif yerlerde surtmek sureti ile gunumuzu gecirecektik. Kayacim bana guzel surprizler yapiyor…



Aslinda kafamda yazmayi planladigim hic birsey yok acikcasi. Yani yazmak istedigim cok sey var ama ucu eninde sonunda mutlaka birilerine dokundugu icin ve aksam vakti blogumu okuyup da benden hesap soracak birilerinden telefon almak istemedigimden, icimde patlasin daha iyi diyorum. Ibonun dedigi de tam boyle bir seydi iste. Yani bu blog dedikleri gunluk anlamina gelemiyor maalesef. Burada cici cici yazilar yazacaksin, etliye sutluye dokunmayan, kendi halinde, kimisi komik, kimisi hayata dair… Oyle insanlar hakkindaki gercek fikirlerini, kizginliklarini, hasaaa asla yazmamalisin cunku senin blogunu okumak icin acanlar kendileri hakkinda guzel seyler okumak isterler, ya da en azindan kotu bahsedecegine hic bahsetme daha iyi derler. Bu arada farkindayim yine “sen”li yazmaya baslamisim, cok uzundu o yuzden degistirmeye usendim. Ben de iyi ki nefret edermisim bu tarzdan…



Dan diye konusanlardan kimse hazzetmez genelde di mi? Aslinda ben oyle tip insanlari daha cok sevdigimi fark ettim. Begenilmek, kabul gormek icin her seyi onaylayanlarla, karsisindakini uzmemek icin yalan soyleyenlerle, yuzume baska arkama baska sey soyleyenlerle hoslasmiyorum. Bir de dedikodu yapmaktan hoslanmayanlarla… Bir de cocugunu yerde oynatmayacak kadar cok titizlerle… Bir de kendiyle cok boburlenenlerle… Tamam bu sondu cunku bunun sonu yok.. Ama sanirim beni en cok cezbeden sey durustluk. Cunku durust adamin kendine guvendigini dusunuyorum, karsisindakine de deger verdigini… Ama tabi sorsaniz, ben de cok yalan soylerim, veya gercek fikrimi soylemekten kacinirim. Naapiyim, sartlar boyle…



Dun Dosta gittik cocuklarla, Tunalidaki. Oraya en son gunes tutulmasinda gitmistik. Cocuk bolumundeki adam bana dusurdugum Ego kartimi verdi. Ama vermeden once bir imtihandan gecirdi, kaclik kartti, ne zaman almistiniz, ne zaman kullandiniz… Tam adamina sordu gerci ya, ben de gunes tutulmasi ne zamandi, bir gun once sinemaya gitmistik, bir bakayim binis saatlerine diye sesli dusununce adam cok sorgulamadan verdi kartimi bana. Yani vermese ben dusurdugumu filan hiic hatirlamazdim. Yine de hosuma gitti taa 2 hafta onu saklamasi. Bosuna kitaplarimizi Dosttan almiyoruz yani…

Hiç yorum yok: