25 Ağustos 2008 Pazartesi

İFADEN SANA KALSIN 9 mayıs 2006

Bir cok insan benim sanata duskun oldugumu saniyor. Hayir, kimseye sormadim tabi ki. Ama hayatimin odak noktasinin cocuklardan sonra sanat oldugunu dusunduklerini saniyorum. Epey desteksiz bir sanma bu, yani surada neden insanlarin boyle dusunduklerini aciklayacak bir kelimem bile yok. Neyse siz boyle kabul edin, sanati sevdigim saniyor herkes, tamam mi? Oysa bugun, sanattan ne kadar az hazettigimi algiladim. Baskalarinin sanatindan yani. Yoksa kendi yapamadigim eserlerden gayet memnunum. Yani yazamadigim yazilardan, cizemedigim resimlerden, cekemedigim fotolardan filan. En azindan hayal ediyorum, bu da isin yarisini hallettigimi gosteriyor.

Bugun ogle yemegimi hos bir yerde yedim. Yerken de bize tahsis edilen degisik degisik dergilerden birine goz ativerdim. İlk actigim sayfada kalmak goz atmaksa, attim abicim. Asli Aktug diye bir immmm sanatci sanirim, evet bir sanatci ile yapilan roportaji okudum, okuduktan sonra da cok sevdim kadini. Yani resminde cok ukala gorunuyordu, gunluk islerden uzak, ne yemek yapar ne ev temizler, gun boyu duygularini sanatla ifade eder (bu tarz dusunen sanatcilarin icimde yarattigi gicikligi anlatamam), siradan insanlardan uzak gibi gelmisti bana. Aman da aman dakka bir gol bir, kadinin 2 kucuk cocugu oldugunu ve gayet siradan bir hayat yasadigini okuyuverdim ilk soruda. Tek farki Pariste yasamasi diyeyim ben size. Hostu; kendi de, yaptiklari da. Oyle ben sunu okurum, su ressamin izinden giderim, su fotografciya taparim gibi tripleri de yoktu, kendi halinde takiliyordu sanirim.

Kendimi dusundum sonra. Bir sergi gezerken icim bayilir, bir an once oradan kacasim gelir (ne gidiyorsun sen de oyle yerlere kizim, akla zarar). Dergilerde, gazetelerde, internette sanatla ilgili herhangi bir seyin ilgimi cektigi nadirdir, oyle nadir ki ayiplarim bazen kendimi. Hele ki sanat kitaplari demeyin bana, dusup bayilabilirim. Es kaza birgun yaptigim bir seylerle unlu olursam lok diye kalirim anlayacaginiz.

Ama Ebrunun veya baska arkadaslarimin yaptigi birseylere de icim gider. Ya ne buyuk bir sanatci bizim bu Ebru, farkinda degil sekerim, derim icimden. Bence hic birsey beklemeden, herhangi bir mesaj da vermeden yapilan sey alkislanmali. Yoksa ben ne yapayim Bedri Baykamin bilmem kac yil onceki spermlerini... Ay, okudunuz di mi gazetede, onu sergiliyormus, yanlis anlamayin da...

Yukaridaki foto da Asli kardesimizin cektiklerinden. Her bir fotosunda kendi golgesi var.

Cocuklari nereye birakmis bu kadin?

Hiç yorum yok: