26 Ağustos 2008 Salı

NE MANALI BİR GÜNDÜ 27 kasım 2006

Ne zamandir "bugun" ile baslayan bloglar yazmamistim, fakat yasadigim gun bunu hak etmek icin her seyi yapti. Hos daha gun bilmedi ama ossun, yazayim da daha fazla olay olmasin...

Bugun sinirli ama umut dolu basladim gune. Ne sinirimin ne de umudumun bir nedeni yoktu. Cocuklari krese biraktim, kendini eskilerin E-5i zanneden Guvenlik Caddesinde apartmanin otoparkina girmeye calisirken arkadan korna calan arabalara "ne var ya ne var?" diye cikistim, dun aksam icerim diye bir guzel demledigim ve de ani uyku cokmesinin neticesinde aynen altini kapattigim cayi isittim ve iki iri tostla kahvaltimi yaparken yine ani uyku yuzunden okuyamadigim dunun gazetelerini okudum. Sonra telefon geldi, Pasabahceden... Sagolsunlar ararlar bazen boyle, cagirirlar gelin de bir seyler alin artik diye... Dogrusu bir iadem olmustu ve hala yerine bir sey almamistim, hadi kizim gel de al ne bekliyorsun demek icin aramislar. Ben de kostum gittim ve almayi dusundugum hic bir seyi almadan Kizilaya gectim. Dondurmam Gaymak, hem de halk gununde pek iyi gider diye dusunerek. Bu film hakkindaki yorumum pek kisa, cunku konusulanlarin yarisini zaten anlamadim, anladiklarimi cok begenmedim ve bunun neresini tutup da Oscara goturecekler ki diyen bir hisle ciktim sinemadan.

Ay kisa keseyim, eve ayaklarimin dinlenme yakarisi ile dondum ki posta kutumuzda bir kagit; suyumuz borcundan dolayi kapanmis... Neden Allahim neden her ay bir su/elektrik/telefon kesintisi yasariz, otomatik odemeye guvenmeyecegim de neye guvenecegim ben artik, diye diye gittim ASKİye 5 dakikalik is icin otopark parasi verip anlamsiz bir trafige yakalandim. Ama tabi bu kadarla kalir mii? Kalmaaaz. Evden cikarken anahtari bir guzel evde unuttum, e tabi Allahin emri, olacaksa hepsi ayni gun olsun, daha azi kesmez... Cocuklari almak icin krese gittigimde ise simdi git 1 saat sonra gel, korsanlar tiyatrosu var bilmiyor musun hem, dediler bana. Zaten hazirdim boyle bir seye, bir gun beni hepten kovacaklar diye korkuyorum oradan. Butun veliler o gun getirilmesi gereken neyse iste meyve, dis fircasi, kitap hep hazir ve nazir gelirler krese, benimse bir seyleri unuttugum hep de kresin o uzun girisinde aklima gelir ve cocuklari biraktiktan sonra gider markete alirim ne lazimsa. Gereksiz alisveris dedikleri bu olsa... Her neyse cocuklari aldiktan sonra yanimizda cilingir amcayla birlikte evimize yollandik. Onun isi de 5 dakika surdu, o da aynen sucular gibi benden 25 YTL aldi. Bir daha yedek anahtari birilerine vermeyen ne olsun ya, bu ulkede saskinligin bedeli standartlasmis ne de olsa; ay onu unuttum, e 25 YTL, ay bunu almadim, e o da 25 YTL.

Neyse ki hos seyler de olmadi degil, anneme gecikmis dogumgunu hediyesi almak uzere LCWye gittim. Kasadan fislerimi alip yan tarafta cuzdana koyarken arkamdaki musteri pazarlik yapiyordu kasadaki kizla; "ne 120 mi tutuyor, yok almiyoruz o zaman.... Ama, 100 olursa aliriz."

Amca, Dondurmam Gaymakin yapamadigini yapti; 10 dakika guldum arkasindan.

Hiç yorum yok: